Çıldır Hakkında

ÇILDIR HAKKINDA - ÇILDIRIN TARİHİ

Çıldır Ardahan ilinin bir ilçesidir
Çıldır 8. yüzyıl tarihçisi Gevond'da Çeld, Gürcü kaynaklarında Çandır, Osmanlı kaynaklarında Çıldır diye geçer. 1064’te Çıldır ve havalisinin Oğuzlarca fethinden önce bölgede Çinçavat adı verilen Kıpçak-Saka boyundan Türkler yaşamaktaydı.[6] Daha sonra bölgede yerleşik bulunan Gürcü, Ermeni ve Kıpçak Türkleri ile birlikte Oğuzlar da yerleşmiştir.Osmanlı döneminde Çıldır Sancağı kurulur. 14 Temmuz 1878’de yapılan Berlin Anlaşması sonucu savaş borcu olarak Kars ve Batum ile birlikte Ruslara verilir. 25 Şubat 1921’de düşman işgalinden kurtarılarak önce Kars’a; il olmasının ardından da Ardahan’a bağlanmıştır



Coğrafi Yapı
İlçe merkezi, ortalama 1950 m. yükseklikte düz bir alana kurulmuş, köyleri ise kısmen düz ve kısmen de engebeli bir arazi üzerine yerleşmiştir. İlçenin toplam yüzölçümü 1163 km2 dir. Bunun 1016 km2’ lik kısmı kara, geri kalan kısmı ise göllerle oluşmaktadır. Bu göllerden Çıldır Gölü 120 km2, Aktaş Gölü ise 27 km2 alana sahiptir. Bölgemizin en yüksek dağı Keldağ ve Gökdağ dır, her iki dağın yüksekliği’ de 3000 m. dir. İlçede 2 adet akarsu bulunmaktadır, bunlar Kura ve Karasu isimleriyle bilinmektedir.

Kışları çok sert ve soğuk, yazları ise ılık ve yağışlı geçen bir kara iklimine sahiptir. En soğuk ayın sıcaklık ortalaması –30 derecedir. En sıcak ayın sıcaklık ortalaması ise +25 derecedir

Mehmet Ali Arslan Yayınları


ÇILDIR GÖLÜ


Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan göl, 123 km2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metre ve tektonik oluşumlu bir göldür. Birçok dere ve pınarlarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzey batısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay kolu olan Telek Çayı'dır. En büyük olanı Akçakale harabelerinin yanında yer alan adadır. Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır.

Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı teşkil etmektedir. Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup, kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır. Gölde yakalanan en önemli balık türü (aynalı) Sazan (Cyprinus carpio). Ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır. Bununla beraber, birçok balıkçının yasaklara uymayarak kontrolsüz avlanmaları balık stoklarını olumsuz etkilemektedir.

Gölün sadece kuzey batısında seddeyle ayrılmış bataklık ve sulak çayırlar bulunur. Genelde göl çevresi mera vasıflı olup, sert bölge iklimi tarıma olanak vermez. DSI tarafından gölü beslemek amacı ile yapılan derivasyon tünellerinin hem diğer havzalardaki kirlilik yükünü göle taşıması, hem de hayvancılık açısından çok önemli çayırların kurumasına neden olması mümkündür. Ayrıca inşaatı henüz tamamlanmamış olan Kuzey derivasyonunun Çıldır'ın çok önemli çayırlığı olan Karaçay ovasının ot verimini ciddi boyutta etkilemesi söz konusudur.

Göl ve çevresindeki tarım alanlarında kullanılan tarımsal kimyasalların (özelliklede yüksek oranda azot içeren gübrenin) bilinçsizce ve yörenin ekolojik ve iklimsel koşulları göz ardı edilerek kullanılmasının göl üzerindeki kötü etkileri belirtilmektedir.

Kontrolsüz ve aşırı avlanma,
Erozyon ve
Yüksek besin girdisi
Çıldır Gölü için tehdit oluşturmaktadır. Gölde aşırı bir kirlilik gözlenmemesine rağmen yine de artan bir evsel kirlilik göze çarpmaktadır. Adalardaki insan baskısının artması bu alanları kuluçka için kullanan türleri olumsuz etkilemektedir. Yapımı planlanan otel ise yeniden gözden geçirilmelidir. Son yıllarda artan turizmle birlikte insan baskısı artmış ve turistik tesisler inşaa edilmeye başlanmıştır.